‘’Allah’a inanıyorum’’ sözünü söyleyince bir insan, acaba tam olarak ne demek istiyor? Birine inanınca ne yapmak gerekiyor? Bu inanmanın hayattaki karşılığı nasıl olmalıdır?

Sağlık personeli olmam sebebiyle bu soruların cevabını sağlık alanından bir örnekle anlamaya çalışalım.

Bir hasta bir doktora tam olarak inanıyor ve güveniyorsa; Doktorun hastasının iyiliğini düşündüğünden ve hastasına zarar vermek istemediğinden emindir. Doktorun bilgisinin yeterli olduğuna, söylediği şeylerin kendisi için yararlı olduğuna, verdiği tedavinin hastalığını iyi edeceğine inancı tamdır.

Eğer aklı başında biriyse ve sağlıklı yaşamak istiyorsa, güvendiği doktorun verdiği tedaviyi eksiksiz kullanır, verdiği diyete uyar, verdiği egzersizleri de harfiyen uygular. Yok, aklını kullanmıyor, sağlığını-geleceğini düşünmüyor veya doktora güvenmiyorsa doktorun söylediklerini dikkate almaz.

İşte bizi yoktan var eden, sahip olduğumuz her türlü nimeti bize veren, ilmi ve kudreti her şeyi kuşatan, kullarına karşı çok merhametli ve iyiliksever olan, kulları için iyilik ve kolaylık isteyen, dünyada temiz bir hayat, ahrette ebedi nimet yurdu olan cennette misafir etmek isteyen, kullarına doğru yolu gösteren ve o yolu kolaylaştıran, dünya ve ahrette gerçek dost-yardımcısı olan, kulunun iyiliği için emir ve yasaklar koyan Allah’a inanmamız demek, Ona güvenmemiz demektir. Bu iman ve güvenin gereği olarak Allah’ın koyduğu kurallara uymamız, örnek olarak gönderdiği Peygamber gibi inanıp yaşamamız gerekir.

Allahım, beni senden fazla seven, düşünen, iyiliğimi isteyen yok. Senin gösterdiğin yol benim mutluluk yolumdur. Senin indirdiğin kitap benim gönlümdeki hastalıkların ilacıdır. Ben sana inanıyor ve güveniyorum. Ben senin yoluna uyduğum, sana bağlandığım sürece sen beni yalnız ve yardımsız bırakmazsın. Söylediğin şeyleri dosdoğru ve uygulanacak en güzel yol olarak kabul ediyorum. Bu yüzden de senin gösterdiğin yola uymak istiyorum ve uyuyorum.

Daha güzel ve doğru bir yol var mı?