Alana da yazıklar olsun, verene de...

Uzun yıllar olmasa da, 5 yıl İlçemizde bir Vakfın İlçe temsilciliğinde gönüllü hizmet çalışmalarında bulunduğumu ve bu çalışmaların sayesinde İlçemizde özellikle Sosyal Yardım ve Hizmetler konusunda pekçok konuda araştırmalarda bulunarak bilgi ve tecrübe edinebildiğimi daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim.

Hatta köşe yazılarımda zaman zaman yaşadığım ve etkilendiğim olayları okuyucularımla paylaşmıştım.

Ve hatta özellikle Sosyal Yardım ve Hizmetlerin adaletli, çözüm odaklı ve iyi bir sistemle yapılmasının çok çok çok gerekli ve acil olduğunu savunmuştum.

Hala aynı düşünceleri savunmaktayım, bu işler düzeltilene kadar da savunmaya devam edeceğim.

İhtiyaç sahibi olarak belirlenen kişilere yardım yapılır.

Ama araştırmadan incelemeden bu ihtiyaç sahipleri nasıl belirlenip de bunlara yardım yapılıyor, ben işte bu işin burasındayım.

Eğer bir eve Sosyal yardım adıyla iki tablet veriliyorsa, her adını yazdırana gıda kolisi dağıtılıyorsa, hem kiracısının hem ev sahibinin evinin önüne kömür yıkılıyorsa, bunların neresi Sosyal Yardım, bunların neresi Sosyal Hizmettir sorarım sizlere...

Gerçek ihtiyaç sahibi, gerçek mağdurlar da kenarda beklesin dursun.

Benim için yapılan çalışmalar ve hizmetlerden daha önemli olan, bu çalışma ve hizmetleri yöneten kişiler ve bu işler için düzenlenen sistemlerdir.

Sosyal yardım konularında iyi ve sağlam bir sistem kurulmadığında, yaşlı, tek başına yaşayan bir teyzenin evine her önüne gelen bir gıda kolisi bırakır.

Bu teyzenin, kendim bizzat ellerimle temizledim ve attım yiyecek paketlerini.

Bana kızdı ama yapılacak tek şey buydu.

Odanın bir köşesine yığmış, ev desen berbat, o paketler küflenmiş, içindekiler çürümüş.

Gıda kolisi getiren kapıya bırakıp gitmiş.

Sosyal yardım ve hizmet konularında iyi ve sağlam bir sistem kurulmadığında ellerinde 3-5 bin TL telefonla dolaşanlara bile yardım yapılır.

Denetimli denetimsizlik sonucudur bunlar.

Şimdi bu yapılanlar yardım mı sizce?

Kendini mağdur gösterene incelemeden araştırmadan tablet dağıtılıyor.

Hatta bir eve iki tablet verilmiş.

Duyunca şaşırdım.

Başka bir eve de durumları iyi olduğu halde tablet verilmiş.

Daha çok şaşırdım.

Belki bazılarınız bildiğin halde neden şikayetçi olmuyorsunuz diyeceksiniz.

Çok şikayet ettim.

İnanın ne akrabam ne komşum dedim gittim şikayet ettim.

"Bunlara yardım yapmayın, neden araştırıp incelemeden yardım gönderiyorsunuz?" diye hesap sordum.

Baktım sonuç değişmiyor.

Artık şikayet etmiyorum.

Ancak fırsat bulduğum her platformda dile getirmeye çalışıyorum.

İster kamusal ister vakıf kuruluşları tarafından olsun, sosyal yardım ve hizmetlerde yapılan çalışmaların ince elenip sık dokunması, bu işlerin denetimli ve sistemli yapılması hem bu dünyada güvenin ve adaletin devamı için hem de ahirette vereceğimiz hesabın kolay olması için şarttır.

Hak etmediği halde kendini mağdur gösterip, yardım ve hizmetlerden faydalananlara, YAZIKLAR OLSUN!

Oturdukları yerden inceleme yapmadan her prosedürü uyduran, ihtiyaç sahibi kayıt eden, onlara güvenen bağışçıların bağışlarını denetlemeden dağıtanlara YAZIKLAR OLSUN! diyorum.

Allah'a emanet olun...

YORUM EKLE
YORUMLAR
Özkan Özer
Özkan Özer - 3 yıl Önce

Kanaatim odur ki, yazınızda vurguladığınız sorunların çözümü yardım yapan kurum ve kuruluşların birlikte hareket etmesidir. Ne demek istediğimi biraz somutlaştırırsam: Sosyal yardımlaşma vakfı temsilcisi, belediyede yardım işleri ile ilgilenen temsilci, kızılay temsilcisi,sivil toplum kuruluşları temsilcisi bir araya gelip ilçede yardım konularının ortak yürütülmesi için yol ve yöntem belirleyip, buna uygun koordineli hareket edilmesi.

banner83

banner184