Bazen kazanırken kaybedersin...

Ey insanoğlu, yaşadığın şu fani dünya hayatında bir yarış misali koşturuyorsun.

Tabi ki yaşamak için mücadele etmek zorundasın.

Ancak bu mücadeleye girerken insanlığından çıkmak ne diye...

Edinilen mesleklerin ve aldığı sorumlulukların yüklemiş olduğu yükün farkında olmadan, düşünmeden ve hesaplamadan yaşayanlar, zamanı geldiğinde kaybettiklerini bir daha kazanamazlar.

Bu sebeple, hangi işi yaparsan yap, hangi vazifeyi yüklenirsen yüklen, dürüstlükten ve adil olmaktan sapmadan hakkını vermelisin.

Kur'an-ı Kerim "Ameller niyetlere göredir" der.

Bu ayeti hayat çizgimizde, yaptıklarımıza ve yapacaklarımıza, asla silinmeyecek bir kural olarak uygulamayı seçmeliyiz.

İnanmayanlara ne söylersen boş ama inananların yaşadıkları her an ve söyleyecekleri her kelime, verecekleri son nefese kadar hesap ederek olmalıdır.

Bakın, her sene olduğu gibi gençlerimiz bir meslek edinmek, seçtikleri ve istedikleri o mesleğe ulaşabilmek için bir sınav maratonuna giriyorlar.

Rabbim haklarında ve hakkımızda hayırlı olan mesleği edinmelerini nasip etsin.

Bunun içindir ki, karşılaştığım okumayan gençlere her zaman "Evladım bir meslek edinin. Bizim size ihtiyacımız var" okuyan gençlere de  "Mesleğinizi güzel yapın, doğru ve adil olun. Bizim size ihtiyacımız var" derim.

Para zaten kazanılır. Yaptığınız her emeğin karşılığını zaten alırsınız. Ama para kazanacağım derken insanları ve en önemlisi ahiretinizi kaybederseniz, işte o zaman herşeyinizi kaybetmişsiniz demektir.

İtibarınızın olmadığı yerde para ve makamınızla sözünüzü geçiriyorsanız da boşu boşuna yaşamışsınız demektir.

Belki bir doktor, öğretmen, mühendis, tamirci, aşçı, işçi vs. olabilirsiniz, hatta müdür, başkan da olabilirsiniz ama önce ahlaklı bir insan olamadınız ise yüklendiğiniz bu vazifelerin bir kıymeti de olmaz.

Her zaman söylediğim bir söz vardır;

"Verdiğin sözü tutmadıysan, her gün o söz için ezilmelisin. Aldığın emaneti koruyamadıysan, gelecek belayı beklemelisin. Vazifenin hakkını veremediysen, gün gelir herkesi kaybedersin"

Değer mi yaptıklarına tüm bu kaybettiklerin, diye düşünmeyen insanlar sonra yolda selam verip alacak adam bulamazlar.

Hiç unutmuyorum, bir gün bir arkadaşımla bir yere gidiyorduk.

Yolda arkadaşımın emekli olan eski müdürüne rastladık.

Arkadaşım onu görünce "Yolumuzu değiştirelim" dedi.

Şaşırmıştım.

Müdürünle çalışırken sohbetin, tavrın iyiydi. Niye şimdi kaçıyorsun? diye sordum.

Arkadaşım "aman boşversene. Müdür olduğu için mecburen saygı gösteriyordum. Bildiğim çok şey var. Bende kalsın. Her haltı yerler emekli olunca da işte böyle bir selam için gözünün içine bakarlar. Selam adam olana verilir" deyince, söylecek bir söz bulamadım.

Bu yaşadığım olay beni çok düşündürdü.

Yahu bizler, işlerimizin başındayken iş arkadaşlığımız devam ederken, emekli olunca ya da iş değişikliği olduğunda aynı arkadaşlığı devam ettiremiyorsak eğer gerçekten kaybetmişiz.

Birbirimizle sonralardan karşılaştığımızda bir selam bile alıp vermekten kaçılıyorsa, hatta vefatını duyduğunda iyi anılmıyorsak gerçekten çok şeyler kaybedilmiş.

Böyle kaybedenlerin de aklına şaşıyorum.

Ne kadar üzücü bir durum.

İşte kazanırken kaybetmek bu olsa gerek...

Geldi geçti dünya hayatı,
Herkes yüzüne kapıyı kapattı,
Oysa severdi tahtı,parayı,
O zaman eş dost yanındaydı,

Ne hayattı be ne şaşaydı,
İstediği gibi attı, oynadı,
Sadece kendi yüzüne baktı,
Geldi geçti dünya hayatı.

Ahmak bu, unuttu mu zamanı?
Azrail elbet tutacak yularını,
Geldi geçti dünya hayatı,
Kim kaybetti, kim kazandı?

Onurunu, duruşunu bozmadan mesleğini ve makamını devam ettirip, bıraktıklarında dahi aynı onurunu ve duruşunu koruyanlara selam olsun.

Allah cc. rahmeti ve bereketi üzerlerine olsun.

Allah'a emanet olun...

YORUM EKLE

banner83

banner184