DİNİN SAHİBİMİYİZ? MENSUBUMUYUZ?

Dini anlamada ve yaşamada iki temel yaklaşım sergilediğimizi düşünüyorum. Benimsediğimiz yaklaşıma göre Allah’a, insanlara ve kendimize karşı olan tavrımız şekillenmektedir. Bunlardan birincisi kendini dinin sahibi olarak görenler, ikincisi ise kendisini dinin mensubu olarak görenler.

Bu yaklaşımlardan birincisi dinin sahibi olarak kendimiz görmemiz ve ona göre davranmamızdır. Kendilerini dinin sahibi gibi görenler bu dini korumaları gerektiğini, dini o dine mensup olanların temsil ettiğini, dini insanlara kabul ettirmek gerektiğini, inandıkları dinin tek kurtuluş yolu olduğunu, herkese duyurması gerektiğini, dine saldıranlara karşılık vermek gerektiğini düşünür. Böyle düşündüğü içinde bu dine kimin girip çıktığını denetlemeye çalışır, başka bir deyişle kimin kafir kimin mümin olduğunu araştırmayı kendine görev bilir. Dinine laf eden olduğunda ona karşılık vermenin görev olduğuna inanır. Dini bozmaya çalışanları tespit edip onları ifşa ederek dinini ve dindaşlarını korumaya çalışır. Kendi kafasındaki din algısına uymayan herkesi dinden çıkmış olarak görür ve onları düşman beller. İnsanların aklına ve iradesine güvenmediği için onlara dayatmaya, zorlamaya, laf yetiştirmeye çalışır. Yani üzerinde ağır bir psikolojik yük vardır ve bu yüzden de saldırgan bir tutum içindedirler.

Dine yaklaşımların ikincisi olan  kendini dinin sahibi olarak değil mensubu olarak görenler. Bu yaklaşımdaki insanlar ise dinin sahibini Allah olarak görür. Dini doğru olarak anlayıp onu doğru olarak  yaşamaya odaklanır. Dini korumaya çalışmaz çünkü bilir ki dini gönderen Allah dinini korumaktadır. Kimin dinden çıktığının (kafir olduğunun) hesabını yapmaz, çünkü bunu yapmanın kula bir faydası yoktur ve bunu yapmanın düşmanlığı artırmaktan başka bir işe yaramadığını bilir. Kulların dine uygun yaşayıp yaşamadığını denetlemez çünkü kulları hesaba çekme yetkisinin yalnız Allah’a ait olduğunu bilir. Din onun için içinden yürünen tertemiz bir yol, mutluluk kaynağı ve kurtuluş reçetesidir. Onun için insanları davet ederken bu nimetlerden faydalanmaya çağırır. Bu nimetten sizde istifade edin der. Kimseye laf yetiştirmeye, haklı çıkmaya, ikna etmeye , zorlamaya kalkışmaz çünkü bilir ki hakikat zaten talep eden için ortadadır ve ulaşması kolaydır. Allah’ın dininin temsilcisi olarak ne kendini ne de başkalarını görür, sadece ben bu dini yaşamaya çalışan bir kişiyim der.

Bunlar benim değerlendirmelerim. Doğru da olabilir yanlış da.

Rabbim beni doğru yola ilet.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Tarkan doğan
Tarkan doğan - 7 yıl Önce

Dini doğru olarak anlayıp onu doğru olarak yaşamaya odaklan

banner83

banner184