Hele Şunun Sıfatına Bakın Hele...

Bir duruşu olmalı insanın.

Kadın veya erkek farketmez.

Hiçbir makamın ve yetkinin etkileyip değiştiremediği, değiştirmeye de hiçbir gücün yetmeyecek kadar sağlam bir duruşu olmalı her insanın.

İnsanları tanıdıkça severiz ya da sevmeyiz.

İlk bakışla ve ilk görüşle tabi ki kimse kimseyi anlayamaz.

Konuştukça ve düşünceler ortaya çıktıkça karşılıklı hisler oluşur.

Ve aynı yere, aynı gözle bakıldığı anlaşılınca bir samimiyet doğar.

Şu yaşıma kadar tanıdığım veya yeni tanıştığım insanları asla sınıflandırmadım.

Yani, onların yaşam düzeylerine ,maddi durumlarına, kılık kıyafetine bakarak kimseyi değerlendirmedim.

Benim için bir insan , ahlakını karakterine yansıttığı ve düşüncelerini yaşamında uyguladığı sürece değerlidir.

Böyle bakmalıyız herkese.

Arabasının modeline, taktığı takının, giydiği kumaşın markasına baktıkça yanılırız ve aldanırız. 

Kaliteli insan, taşıdığı sıfatlarla belli eder kendini.

Konuştuğunda dökülen düşüncelerinin ne kadar doğru olduğudur, hayata ve insanlara nasıl baktığıdır, kişilerin kalitesi.

Peygamber efendimizin buyurduğu gibi, "Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır" hadisini uygulayarak kendimize yol çizmeliyiz.

Bizler seçtiğimiz yöneticilerin bile ya şatafatlı görünümlerine ya da maddi durumlarının yüksekliğine bakarak aldanmadık mı?

Gördüğüm bir çok insanda şöyle bir yanılgı var.

Eğer bir kişi lüks bir evde oturuyorsa,altına da model arabasını çektiyse, "Ne akıllı adam" sıfatını, aklına bakılmadan kazanıyor. 

Bizzat kendim şahit olmuştum bu söze.

Ananemin evinin sokağında ikindi sonrası, akşam ezanına kadar komşu kadınlar yol kenarında oturup sohbet ederlerdi.

Gelip geçeni de gördüklerinden tanıdıkları hakkında da yorum yaparlardı.

"Kız, şu Ahmet ne akıllı çocukmuş" dedi biri.

"Bak okumadı ama bu kadar kısa zamanda evini de yaptı, hem karısının hem kendinin arabası var.

Paraya para demiyorlar" diye devam etti sözlerine.

Ben de ananeme uğradığımdan, kadınları da otururken görünce selam vermek için yanlarına gitmiştim.

Öteki komşu kadın da, "Ben bizim oğlana da dedim, Ahmet senden akıllı. Aynı yaştasınız ama senin daha bi şeyin yok, diye de benim oğlan bana, merak etme bir senede kokusu çıkar Ahmet'in. Ne yaptığı, nasıl kazandığı belli değil. Kim akıllı kim salak görürsün, dedi" diyerek lafını ortaya attı.

"Aman sizin başka derdiniz mi yok. Akıllı adamı parayla değil ahlakıyla ölçün. Hadi size iyi akşamlar" dedim uzaklaştım yanlarından.

Ancak onların bu muhabbetine hem güldüm hem üzüldüm.

Öteki kadının oğlunu da tanırım, Ahmet'i de tanırım.

Dediği gibi, Ahmet bir sene sonra çok kötü duruma düştü.

Elinde avucunda hiçbir şey kalmadı.

Durumunun iyi olduğu zamanlarda yanından geçerken selam vermez, selam almazdı.

Ama bazılarına göre de "Akıllı adamdı".

Düşünmedim desem yalan olur.

Ahlakı olmayan adamın aklını işte Allah cc böyle alır.

Herşeyin gelip geçici olduğu bu dünyada bizler, üzerimize yüklediğimiz sıfatlarla değerliyiz aslında.

İnsanın değerini taşıdığı özellikleri ile bilip ölçmedikçe, hayatın değeri de kalitesi de zamanla bozulacaktır.

Cömert insan.
Doğru sözlü insan.
Dürüst insan.
Yardımsever insan.

Kendine, "Hele şunun sıfatına bakın hele" diye, gururla dedirtebilmeli bir insan.

Allah'a emanet olun...

YORUM EKLE

banner83

banner184