Özellikle yerelde...
Seçim zamanı yaklaştığında seçmenlerden oy alabilmek için her türlü sözleri vererek ve her türlü vaadleri dile getirerek, kapı kapı, cemiyet cemiyet dolaşan adayların, seçim sonrası;
"Elimizde yeterli ödenek yok", "Sihirli değneğimiz yok ki herşeyi bir anda yapalım" gibi birçok bahanelerle halkın karşısına çıkmaları kimin hoşuna gider?
Bana göre bu, kandırılmak, aldatılmak ve şahsi menfaatlerini elde edebilmek için Vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söylemektir.
Herkes yaşadığı yerin sorunlarını bilir ve yaşadığı yerdeki sorunlarının giderilmesini ve hakkı olduğu hizmetleri görebilmeyi ister.
Bizim derdimiz hizmet, adamların derdi yok ki...
Nasıl olsa seçildi. O koltuğa oturdu.
Yahu, bıktık bu koltuk sevdalarından.
Gerçekten yıldık hakkımız olanı alamamaktan.
Seçim oyunlarından, siyaset safsatasından.
Herkes bir masa kapma peşinde.
Herkes bir yandaş olma, adamını bularak işini yaptırma yarışında.
Mağdur olan üstelik hakkı olan hizmeti alamayarak yine yerinde sayanlar kimler?
Tabi ki Vatandaş...
Yıllardır çöplük belasıyla başbaşa bırakılmış, kanalizasyonlarının dolayısıyla alt yapılarının hala daha yapılmadığı, yollarının senelerdir berbat olduğu, çocukların diğer mahallelere gittiklerinde top ve oyun sahalarına gözlerinin kaldığı bir mahalleden, eski adı Gıyıtalla, şimdiki ismi Nuriye Mahallesinin Acılık mevkiinden biraz bahsetmek istiyorum.
Burada yaşayan insanların özellikle çocukların, aynı İlçede yaşadıkları halde farklı mahallelere gittiklerinde hep o Mahallelerde yapılmış olan hizmetlere gözü kalmıştır.
Çünkü Siyasilerin oynadıkları kandırmacalardan, her seçim yaklaştığında siyasilerin söz vererek sonra burayı yine unutmalarından, bu yörenin halkı hakları olduğu halde haklarını alamamıştır.
İlçedeki diğer bölgelerde yaşayanlar yollara döşenen taşların yerinden oynamasından ya da yollarındaki asfaltın kısım kısım bozulmasından yakınırken, burada yaşayanlar ise bahçelerinde taşan atık sularla, çamurlu yollarla mücadele etmeye terk edilmiştir.
Nuriye Mahallesinin bu bölgesi, İlçemizde hizmet yönünden en çok ihtiyacı olan bir yer olduğu halde en önemsenmeyen bir yer olarak bırakılmasının nedenini bir türlü anlayamamışımdır.
"Bir şehirde en önemli üç şey; kanalizasyon, hamam ve kütüphanedir. Kanalizasyonlar şehrin, hamamlar bedenin, kütüphaneler de ruhun kirini temizler" (Fatih Sultan Mehmet)
Ben günümüze ve yaşadığımız bu zamana bakarak, bu söze, oyun sahaları ve parklarını da ekliyorum.
Çocuklarımız ve gençlerimiz için...
Bu oyun sahaları ve parklar da bozulmaya yüz tutan neslimizin kirini temizleyecektir.
İşte, Vatandaş ne ister ne bekler.
Vatandaş kaliteli yaşam hakkı ve bunu yapabilecek en azından mücadelesini verebilecek yöneticiler ister. Bu yöneticilerden de hizmet bekler.
Hizmet bizim hakkımız...
Bu hakkımızı alıp kullanabilmek için sizleri seçiyoruz.
Mesele koltuk, makam, masa ise onun hesabını Allah cc 'a elbet vereceksiniz.
Meseleniz aday olduğunuz hizmetkarlığın hakkını vermek ise onun da hesabını Allah cc'a elbet vereceksiniz.
Ama bu arada bu tercihi yaparken unutmayın ki ardınızda ya bir beddua, ya da güzel bir dua bırakacaksınız.
Allah'a emanet olun...
Seçim zamanı yaklaştığında seçmenlerden oy alabilmek için her türlü sözleri vererek ve her türlü vaadleri dile getirerek, kapı kapı, cemiyet cemiyet dolaşan adayların, seçim sonrası;
"Elimizde yeterli ödenek yok", "Sihirli değneğimiz yok ki herşeyi bir anda yapalım" gibi birçok bahanelerle halkın karşısına çıkmaları kimin hoşuna gider?
Bana göre bu, kandırılmak, aldatılmak ve şahsi menfaatlerini elde edebilmek için Vatandaşın gözünün içine baka baka yalan söylemektir.
Herkes yaşadığı yerin sorunlarını bilir ve yaşadığı yerdeki sorunlarının giderilmesini ve hakkı olduğu hizmetleri görebilmeyi ister.
Bizim derdimiz hizmet, adamların derdi yok ki...
Nasıl olsa seçildi. O koltuğa oturdu.
Yahu, bıktık bu koltuk sevdalarından.
Gerçekten yıldık hakkımız olanı alamamaktan.
Seçim oyunlarından, siyaset safsatasından.
Herkes bir masa kapma peşinde.
Herkes bir yandaş olma, adamını bularak işini yaptırma yarışında.
Mağdur olan üstelik hakkı olan hizmeti alamayarak yine yerinde sayanlar kimler?
Tabi ki Vatandaş...
Yıllardır çöplük belasıyla başbaşa bırakılmış, kanalizasyonlarının dolayısıyla alt yapılarının hala daha yapılmadığı, yollarının senelerdir berbat olduğu, çocukların diğer mahallelere gittiklerinde top ve oyun sahalarına gözlerinin kaldığı bir mahalleden, eski adı Gıyıtalla, şimdiki ismi Nuriye Mahallesinin Acılık mevkiinden biraz bahsetmek istiyorum.
Burada yaşayan insanların özellikle çocukların, aynı İlçede yaşadıkları halde farklı mahallelere gittiklerinde hep o Mahallelerde yapılmış olan hizmetlere gözü kalmıştır.
Çünkü Siyasilerin oynadıkları kandırmacalardan, her seçim yaklaştığında siyasilerin söz vererek sonra burayı yine unutmalarından, bu yörenin halkı hakları olduğu halde haklarını alamamıştır.
İlçedeki diğer bölgelerde yaşayanlar yollara döşenen taşların yerinden oynamasından ya da yollarındaki asfaltın kısım kısım bozulmasından yakınırken, burada yaşayanlar ise bahçelerinde taşan atık sularla, çamurlu yollarla mücadele etmeye terk edilmiştir.
Nuriye Mahallesinin bu bölgesi, İlçemizde hizmet yönünden en çok ihtiyacı olan bir yer olduğu halde en önemsenmeyen bir yer olarak bırakılmasının nedenini bir türlü anlayamamışımdır.
"Bir şehirde en önemli üç şey; kanalizasyon, hamam ve kütüphanedir. Kanalizasyonlar şehrin, hamamlar bedenin, kütüphaneler de ruhun kirini temizler" (Fatih Sultan Mehmet)
Ben günümüze ve yaşadığımız bu zamana bakarak, bu söze, oyun sahaları ve parklarını da ekliyorum.
Çocuklarımız ve gençlerimiz için...
Bu oyun sahaları ve parklar da bozulmaya yüz tutan neslimizin kirini temizleyecektir.
İşte, Vatandaş ne ister ne bekler.
Vatandaş kaliteli yaşam hakkı ve bunu yapabilecek en azından mücadelesini verebilecek yöneticiler ister. Bu yöneticilerden de hizmet bekler.
Hizmet bizim hakkımız...
Bu hakkımızı alıp kullanabilmek için sizleri seçiyoruz.
Mesele koltuk, makam, masa ise onun hesabını Allah cc 'a elbet vereceksiniz.
Meseleniz aday olduğunuz hizmetkarlığın hakkını vermek ise onun da hesabını Allah cc'a elbet vereceksiniz.
Ama bu arada bu tercihi yaparken unutmayın ki ardınızda ya bir beddua, ya da güzel bir dua bırakacaksınız.
Allah'a emanet olun...
