Ekonomik Sömürü...

Dünya Bankası, 2019 yılı Uluslararası Borç İstatistikleri raporuna göre, düşük ve orta gelirli 120 ülkenin toplam dış borcunun 2019 sonunda 8 trilyon 139 milyar dolar olduğunu beyan edilmektedir.

Borçlanmak demek bağımsızlığınızı kaybetmeniz demek.

Eskilerin dediği gibi "borç alan emir alır" diye düşündüğümüzde, aslında kendileri ortalıkta görünmeyen ama sömürüleri can acıtan sermaye sahipleri kimler?

Bu gelişmeye çalışan düşük ve orta gelirli devletleri/milletleri kim borçlandırıyor, bu borçlandırma neticesinde kaynaklarını ve emeklerini kim sömürüyor.

Kim köleleştiriyor bu devletleri/milletleri?

Acaba bu borçlanmaları yüzünden mi gelirleri düşük kalıyor ya da kalkınmakta olan ülkeler sınıfından bir türlü çıkamıyorlar?

Verdikleri borçlar için bu devletlerden/milletlerden ne kadar faiz alıyorlar ya da hangi kaynaklara el koyuyorlar?

Acaba bu sermaye sahiplerinin bu düşük gelirli ülkeleri sömürmesinde sömürülenlerin de (tembellik, kölelik ruhu, hazıra alışma, gösteriş meraklılığı) payı var mı?

Sermayesi olanın sermayesi olmayanı sömürdüğü bu ekonomik düzenin yerine adaletli ve paylaşım temelli bir ekonomik düzen yerleştirilebilir mi?

Adalet ve paylaşım merkezli ekonomik sistemi oluşturmak için dünya düzenini çok iyi tanımak, ekonomik alanda yetkin bir bilgi sahibi olmak gerekir mi?

Sizce de Dünyadaki en zengin 42 kişinin mal varlığı, dünya nüfusunun %50’sine tekabül eden 3,6 milyar insanla eşittir; en zengin 10 ülkenin geliri de en fakir 10 ülke gelirinin tam 77 katı olması yeterince adaletsiz değil mi?

Dünyada her gün yaklaşık 25.000 insanın açlık nedeniyle ölmesi de mi bizi düşündürmeyecek?

YORUM EKLE

banner83

banner184