Siyaset, insanların oluşturduğu toplumu yönetmektir. Hakkını vererek (adaletle) yapıldığında çok değerli bir hizmettir ve karşılığı cennettir.

Hakkını veremediğin de ise (hak yiyerek/adaletsiz) sonu halk için zulüm, kişi için zillettir.

Hakkıyla yapabilmek için buna aday kişilerde bulunması gereken bir takım özellikler ve dikkat edilmesi gereken şeyler vardır.
1. Siyaset halka hizmetçi olmaktır.

Hizmet etmeye, geceni gündüze katmaya, bitmeyen mesaiye talip isen bu işe gir.
2. Yönetmeye aday olduğun toplumun tamamını kucaklayacak bir yüreğe sahip değilsen bu iş sana ağır gelir.

Yüreğini genişletmenin yollarını bul.
3. Yönetmeye aday olduğun toplumu ve mekanı kuşatacak bir bilgiye(imkanlar ve sorunları bilmek) sahip değilsen işler birbirine karışır, bunları öğrenmeden bu yola girme.
4. Yönetmeye aday olduğun topluma nimetleri ve külfetleri adalatle paylaştırma irade ve beceriye sahip değilsen, zulme(adaletsizliğe) düşmen kaçınılmazdır, unutma.
5. Mal, mülk, para derdin ve hevesin varsa ticaret ve para getirecek işler yap.

Bu niyetle siyasete girersen hak yersin, haram yersin, helak olursun, Rabbim korusun
6. Artık senin ailen tüm yönetmeye aday olduğun toplum olduğu için, birilerini daha yakın görüpte öncelik vermemeye (torpil yapmamaya, adama kayırmamaya) dikkat et. Sadece hak edene, hak ettiği sırayla hizmet et, imkan tanı, kaynak aktar. Çocuklarının arasında ayrım yapmak zulümdür.
7. Aç gözlüler, haram yiyiciler etrafına toplanıp türlü dil oyunları ve kibrini olşayan yalakalıklarıyla seni yoldan çıkarmaya kalkacaklar, dikkatli ve dirayetli ol, hak yolundan sapma.
8. Oldu ki yapamıyorsun, adaleti sağlayamıyorsun, kendini büyük görmeye başladın, "benim kim olduğumu biliyor musun" demeye başladın, hizmetkâr olduğunu unuttun efelik yapmaya başladın, hak yediğini hissediyorsun, vicdanın rahatsız, hiç tereddüt etmeden bırak siyaseti. Helak olmaktan, zelil olmaktan, haram yemekten, Hakkın rızasını kaybetmekten daha iyidir.